dini sohbet duası

Etiketler dini sohbet duası
Chat dini sohbet duası
Kategori dini-sohbet
Bu Sohbet Odaları 178 Kez ziyaret edilmiştir
Yazar Sohbet

dini sohbet duası Hakkında Detaylar

dini sohbet duası Dini sohbetler sırasında veya dua edilirken kullanılabilecek bir dua örneği aşağıda verilmiştir. Ancak, dua kişisel bir ifadedir ve kendi duygularınızı, düşüncelerinizi ve ihtiyaçlarınızı ifade etmek önemlidir. İşte bir dini sohbet duası örneği

 

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla:

"Allah'ım, bu sohbetlerde bize rehberlik et, kalplerimizi aydınlat ve doğru yolu göster. İslam'ın güzelliklerini anlamamıza ve yaşamamıza vesile ol. Bize ilim ve hikmet ver, kulluk yolunda istikametimizi koru. Dualarımızı kabul buyur, günahlarımızı affet ve bize güç ver ki sana daha yakın olabilelim. Bize sevgi ve merhametle yaklaş. İmanımızı güçlendir ve bizi kötülüklerden koru. Bizlere adalet, sabır ve şükür duyguları ver. Bizleri hidayet üzere sabit kıl. Amin."

Bu dua sadece bir örnektir ve kendi sözlerinizi kullanarak veya ihtiyaçlarınıza göre özelleştirerek dua edebilirsiniz. Duanızı samimi bir kalpten gelerek yapmak önemlidir.

CUMA DUASI VE NASİHATLER

Muhterem Müslümanlar, bir cuma sohbetinde yine beraberiz. Allah Teâlâ’ya hamdü senalar olsun ki bizler için tövbe ve istiğfarların kabul olunacağı, ibadetlerin Allah’ın katına yükseleceği günler, aylar, geceler, saatler yaratmış. Bu mübarek gün ve gecelerden birisi de bilindiği gibi cuma günü ve gecesidir.

Müslümanlar olarak dualara en çok muhtaç olduğumuz bu zamanımızda cuma günlerini terk etmeyelim ve duaların kabul olunacağı o saate dualarımızı isabet ettirmeye çalışalım. Allah Teâlâ’nın sevgilisi bizlere bu hususta çeşit çeşit talimatlar ve nasihatlarda bulunmuştur.

Önce besmele çekeceğiz:

“Bismillahirrahmanirrahim”

Sonra hamdele ve salvele:

“Elhamdülillahi rabbil âlemin. Vessalatü vesselamü ala rasülina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain” diyeceğiz.

Duamıza da şu hitapla başlayacağız:

 “Ya la lailahe illa ente, ya Hannan, ya Mennan, ya Bediassemavati vel ard, ya zelcelali vel ikram”.

“Ey kendisinden başka ilah olmayan, ey istemeden veren, ey istenildiği zaman, verdiği zaman çok veren, ey semavat ve arzı en güzel bir şekilde yaratan, ey ikram ve celal sahibi olan Allah’ım!”

 Evet, değerli Müslümanlar. Bu, cuma günü yapılacak dualara mahsus bir başlangıçtır. Bu başlangıçtan sonra, samimiyetle Rabb’imizden dilekte bulunacağız:

“Ya Rabbelalemin, bizleri, ülkemizi, bütün müslümanları her türlü bela ve musibetlerden muhafaza buyur! Ya Rabbi, bizi İslam’ın izzetiyle yeniden izzetlendir! Bizleri, Muhammedî, Kur’anî ahlakla ahlaklandır! Bizleri, asrın bu çirkin, bu iğrenç, bu aşağılık kötülüklerinden muhafaza buyur! Küfürden, şirkten, nifaktan, türlü türlü ahlaksızlardan; bizleri, nefislerimizi, ailelerimizi, çocuklarımızı, torunlarımızı, akraba, eş, dost bütün Müslümanları, bütün İslam ülkelerini koru!

Ya Rabbelâlemîn, bizleri şerirlerin şerrinden, şeytanın ve nefsimizin şerrinden koru! Ya Rabbelâlemîn bizleri; kötülerin şerrinden, fasıkların fıskından, münafıkların nifakından, müfterilerin iftiralarından, hasitlerin hasetlerinden muhafaza eyle!

Ya Rabbî, hastalarımıza şifa, dertlilerimize deva ver! Maddî-manevî sıkıntıda olan kardeşlerimizin dert ve sıkıntılarını gider! Ahir ve akıbetimizi hayreyle!

Ya Rabbelâlemîn, bizleri kabir azabından, cehennem ateşinden koru! Cennetinle-cemalinle müşerref eyle! Ya Rabbelâlemîn, bizleri Müslüman olarak yaşat, Müslüman olarak öldür; Müslüman olarak livaü’l-hamd adlı sancak-ı şerif-i Muhammediye’nin altında haşrolan kullarından eyle! Nasıl bir kul olmamızı istiyorsan bizi öyle bir kul eyle! Bizi her türlü kötülüklerden koru!

Ya Rabbî, şu anda Filistin’de, Irak’ta, Çeçenistan’da, Keşmir’de, Afganistan’da, Doğu Türkistan’da, Moro’da, dünyanın dört bucağında kâfirlerin istilasına uğramış, zalimlerin tasallutu altında inim inim inleyen; vatanları, dinleri, namusları kâfirlerin ayakları altında tarumar olan din kardeşlerimize en yakın zamanda gerçek kurtuluşlar nasip eyle! Ya Rabb, bu İslam düşmanlarını, Kur’an düşmanlarını da kahru perişan eyle, helak eyle! Ya Rabbî dualarımızı kabul eyle!

Ya Rabbî, biz müminlere de birlik ver, dirlik ver, firaset ver, basiret ver, idrak ver! Ya Rabb, bizi bize bırakma, nefsimize bırakma, şeytana bırakma! Ya Rabbelâlemîn, aramızdaki ihtilafları gider, İslam’ın bütün fertlerini, bütün ümmet-i Muhammedi bir vücut eyle, bir cemaat eyle, bir topluluk eyle de insanlık yeniden saadete kansın, adalete kansın. İnsanlık, insan olma şuurunu idrak etsin, insanlığını anlasın.

Ya Rabb, Sen Erhamurrâhimînsin, Sen zülcelâli vel ikramsın, Sen merhametlilerin en merhametlisisin, bizlere merhamet eyle! Bizlere acı ve bizleri kâfirlerin elinden, adı müslüman olup da müslümanlara zulmetmekten zevk alanların tasallutlarından kurtar! Bizi yönetenlere şuur ver, idrak ver, basiret ver! Milletiyle barışık eyle, diniyle barışık eyle, yaratıcısıyla barışık eyle! Bütün İslam ülkelerinde yönetici olanları ve müslümanları diniyle barışık eyle! Ya Rabbî, bizleri dinimizle barışık eyle!

Bizi dünyanın hırsından, makam ve mevkiin hırsından, şeytanın, nefsin kötülüklerinden koru! Ya Erhamerrâhimîn, ya zelcelâli vel ikram, bizleri muhafaza eyle!”

Aziz kardeşlerim her birerlerimiz ellerimizi açalım, Rabb’imize yönelelim. Cuma gününde duaların kabul olduğu bir saat vardır. O saat 24 saat içinde gizlenmiştir. Belki herhangi birimizin duası o saate isabet eder de büyük bir sevaba nail olmuş oluruz. Belki bu duamız ümmetin kurtuluşuna vesile olur.

Çok şeylerimizi çaldılar bizden aziz kardeşlerim, çok şeylerimizi çaldılar! Ev sahibi olarak bizler de kendimizden çalınanlara sahip çıkamadık. Hırsızlar kapımızdan girdi, penceremizden girdi, hatta duvarlarımızı yıktı. Bizim en kıymetli eşyalarımızı evlerimizden alıp götürdüler. Bizler seyirci kaldık. Bu çaldıkları elbette madde değildi, eşya da değildi. Bizim o İslamî güzelliklerimizi teker teker çaldılar, götürdüler. Çaldıklarını beden evimizden, vücut evimizden çaldılar. Ev sahibi olan, bu bedene sahip olan bizler, çalınan güzelliklerimize seyirci kaldık. Hatta belki de bilmeyerek, gafilâne yardımcı olduk.

Bakınız namaz “imadu-d-din/dinin direği”dir.1 Onu aldılar bizden. İbadetlerin en büyüğü olan namaz bizden çalınıp giderken, seyirci kaldık. Hanemizde çoluğumuza çocuğumuza bakalım! Kaç kişi namaz kılıyoruz? Bilhassa gençlerimizden kaç kişi namaz kılıyor? Türkiye’mizin nüfusuna şöyle bir bakalım, bir de camilerimize bakalım. Bu camiler bu nüfusu almaz ama camilerimiz boş. Hadi camilerimize gelemeyen, evlerinde namaz kılan insanları düşünelim. Yine de az. Uzağa gitmeye ne gerek var, evimizin içine bakalım. Evimizin içinde kaç kişi namaz kılıyoruz? Müstesnaları var ama çoğunlukla ailelerde kılmayanlar daha fazla. Hatta hiç namaz kılmayan aileler var. Cumadan cumaya namaz kılan aileler var. İşte bizden bu en büyük ibadetimizi çalmışlar.

Biz, çocuklarımıza bu hususta ısrarcı olamıyoruz ama dünya meselesine gelince çok ısrarcıyız. Dünya için pek çok fedakârlıklara, eziyetlere katlanıyoruz ama ukbamız için, ebedî hayat için benzer eziyetlere, benzer sıkıntılara katlanmıyoruz. Böyle olunca da, işte böyle perişanlık yaşıyoruz.

Üç buçuk soysuz kâfirin elinde İslam ümmeti oyuncak hâle geldi. Şu anda namaza düşman, İslam’a düşman insanların mazisine bir baksak ailelerinde şehitler var, âlimler var, fazıllar var. Fakat biz torunları ne haldeyiz? Namaza karşı, başörtüsüne karşı, İslam’a karşı bir nesil yetiştirilmiş. Hem yerli işbirlikçiler, hem de dış güçlerin müşterek çalışmalarıyla bu hâle gelmişiz.

İslam düşmanları, kendilerine benzetmek için bizim bu güzelliklerimizi teker teker çalıp gitmişler. Nasıl ki yeraltı kaynaklarımızı, yerüstü kaynaklarımızı, İslam ülkelerinin o zenginliklerini hep çalıp götürmüşler. İslam ülkelerini yıllarca istila edip, zenginliklerimizi, müzelerimizdeki güzel eşyalarımızı, tarihî eserlerimizi, kütüphanelerimizdeki nadide kitaplarımızı, yeraltı, yerüstü kaynaklarımızı çalıp giderlerken; bunlarla birlikte bizim ahlakımızı, inancımızı, bütün dînî, millî güzelliklerimizi de alıp gitmişler ve aramıza nice nice fitne ve fesat tohumları ekmişler. Bizi kavga eden, birbirine düşman olan kardeşler halinde bırakmışlar.

Bakınız şimdi bu güçler Irak’talar. Dün de Irak’ta idiler. I. Cihan Savaşında bu İngiliz kâfirleri gelmiş, Irak’ı ve birçok İslam ülkesini istila etmişti. Batılı zalimler, Batılı barbarlar, katiller şimdi yeniden döndüler. Irak’ı istila ettiler, gözleri civar ülkelerde. Suriye’de, İran’da, belki de ilerde Türkiye’de. Peki, biz Müslümanlara basiret gerekmez mi? Firaset gerekmez mi? İdrak gerekmez mi? Ne tedbir alıyoruz aziz kardeşlerim? Ne tedbir alıyoruz?

Mü’min akıllı olacak, zeki olacak, firaset sahibi olacak, basiret sahibi olacak ve oynanan sahnenin arkasındaki gerçek oyuncuları, bu oyunları planlayanları fark edecek. Onun için aziz kardeşlerim, her mü’min önce dinini çok iyi öğrenecek. İşte bu noktada büyük zaafımız var.

Bizi yönetenler, askerî-sivil bürokratlar İslam’ı ne kadar biliyorlar? Maalesef, maalesef... Onun için insan bilmediğinin düşmanı oluyor. Yani Müslüman bir milleti yöneten insanlar, askeriyle, siviliyle her kademedeki insanlar o milletin inancını bilmezse, örfünü, âdetini bilmezse, onlara saygı duymazsa toplum sıkıntıdan sıkıntıya girer. İşte bugün İslam ülkelerinde yaşanılan budur. Sadece yöneticiler mi, sadece bürokratlar mı? Hayır, Müslümanım diyen her insan, dinini, en iyi ve doğru bir şekilde öğrenmekle mükelleftir aziz mü’minler. Şu anda biz dinimizi doğru öğreniyoruz diyemeyiz. Maalesef, içinde yaşadığımız bu toplumun yaşadığı din, İslam’ın gerçeklerini tam olarak yansıtmıyor.

Birinci sebep dinimizi bilmeyişimizden ve bu hususta bir gayretimizin de olmayışındandır. Aslında devletin (devletin idarecilerinin) en büyük vazifesi, vazifelerinin arasındaki en mühim işi, milletine dininin gerçeklerini en doğru bir şekilde talim etmek, öğretmektir. Bunu yapmazsa hem milletine karşı hem de Allah’a mesul olur.

Devlet bunu yapmıyorsa aile reisleri bunu yapmakla mükelleftir. Önce kendileri dinini sağlam öğrenecek, sonra çocuklarına öğretecek. Kendisi öğretemiyorsa öğretenleri bulacak. Çocuğunun elinden tutacak, kapı kapı dolaşacak. Bu onun vazifesidir. Şu dünyevî işlerimiz için, şu üç günlük dünya için nasıl çocuklarımızın elinden tutuyoruz, en iyi tedrisatı yaptığını zannettiğimiz okullara yazdırmaya çalışıyoruz, dershanelere gönderiyoruz, özel hocalar tutup ders verdiriyoruz. Peki, bizim yanımızda dünyamıza göre ahiretimizin hiç mi kıymeti yok?

Rasulullah -aleyhissalatü vesselam- şöyle buyuruyor:

İnsanlar üzerine, İslam’ın ancak isminin, Kur’an’ın ancak resminin kalacağı bir zamanın gelmesi yakındır.”2

Böyle günleri yaşıyoruz maalesef. Öyleyse aziz kardeşlerim önce dinimizi sağlam öğreneceğiz. Asker-sivil bütün yöneticiler, en küçük memurundan en zirvedeki insanına kadar her fert, her mü’min dinini sağlam öğrenecek. O zaman bakın memleket ne hâle geliyor? Böyle olduğumuz devirleri tarihten bir okuyunuz.

İkinci olarak tarihimizi iyi bilmemiz, öğrenmemiz lazım. Hem de en iyi ve en doğru şekilde öğreneceğiz.

Yaşadığımız asrı da iyi bileceğiz, iyi tanıyacağız. Yaşadığımız asrı iyi tanımazsak, çeşit çeşit hileler, hud’alarla bu hâle getiriliriz. Oyunları iyi bileceğiz, ona göre tedbirler alacağız. Hakkın hâkim olmadığı bir dünyada güçlü olmak mecburiyetindesiniz. Hakkın hâkim olmadığı bir ülkede fert olarak, aile olarak, toplum olarak güçlü olmak mecburiyetindesiniz. Yoksa ezilirsiniz.

Bir de her mü’min mesleğinin ehli olmalıdır. Hangi işi yapıyorsa o işte yetkin olacak. Öğretmen misin? İyi bir öğretmen olacaksın. İmam mısın? İyi bir imam olacaksın. Ticaret ehli misin? İyi ticaret yapacaksın. Sanatkâr mısın? Hangi sanatı icra ediyorsan o sanatın en güzelini yapacaksın. Böylece fert fert, kabiliyetli, mesleğinde ehil olan insanların meydana getirdiği bir toplumu, bir milleti düşününüz. İşte o zaman o millet ayağa kalkar, o toplum ayağa kalkar. Hem kendi vatanını ihya eder, kendi milletinin refah seviyesini en üst noktalara yükseltir hem de diğer milletlere örnek teşkil eder.

Böylece Hakkı hâkim kılacağız. Nefsimizde, ailemizde, toplumda doğruları hâkim kılacağız. Şu anda yeryüzünde hâkim olan güç, süper olan güç Amerika olmamalıydı. İngiltere olmamalıydı. Rusya, Çin, Avrupa ülkeleri olmamalıydı. İslam ülkeleri olmalıydı, bizler olmalıydık. Çünkü insanlığın bu zulümlerden, bu işkencelerden, bu badirelerden, bu anarşiden, terörden kurtulabilmesi için bizlerin hâkim olması gerekir.

Bizlerin yani Müslümanların hâkim olduğu dönemlerde insanlık huzur bulmuştur. Herkes inancının gereğine göre yaşamıştır. Malından emin, namusundan emin, canından emin, dininden emin bir şekilde yaşamıştır. Çünkü Müslüman zulmetmez, zulme fırsat vermez, “güçlü olan haklı” demez, “haklı olan güçlüdür” der ve ona göre hareket eder. Böyle bir sistem içinde, böyle bir anlayış içinde senin güçlü olmana gerek yoktur. Zayıf da olsan haklı isen güçlüsündür.

İşte bunun için Müslümanlar hem ekonomik yönden, hem de manevî yönden süper güç olmalıdır. Mânen güçlü olamayan ekonomik yönden güçlü olamaz. Siyaseten güçlü olamaz. Öyleyse, önce inançlarımızı takviye etmeliyiz. Dinimizi çok iyi öğrenmeli ve dinimizin gereğini hayata hâkim kılmalıyız. Tarihimizi çok iyi bilmeliyiz. Asrımızı çok iyi okumalı, çok iyi tanımalıyız. Ve herkes kendi mesleğinde en güzelini yapmalıdır. Böylece bir millet, bir toplum olarak ayağa kalkmalı, yeniden dirilmeli ve silkinmeliyiz. Bu zillet, bu meskenet bitmelidir.

Şu anda süper güç olarak yeryüzünde zulmedenlerin ülkesine bakınız. Oralarda da terör var, zulüm var. Bilinmeyen, dışa yansımayan nice zulümler işleniyor. Çünkü insanlar insan olarak yaşayamıyor. Bir baskı içindeler. Zannetmeyin ki oralarda hürriyet var. Zannetmeyin ki oralarda demokrasi var. Oralarda polis gücü var, kanun gücü var. Öyle yaşayabiliyorlar. O kanunu, o polisi üzerlerinden bir çekin en kötü anarşi, terör oralarda vardır.

Hatırlarsınız 25 yıl kadar önceki bir tarihte Newyork’da iki saatliğine bir elektrik kesilmesi oldu. Newyork koskoca bir şehir. İki saat içerisinde Newyork’u talan ettiler. Talancılar gökten inip talan etmediler. Bu Amerikalılar talan etti. Onun için bunlar kanun ve polis gücüyle disiplin sağlıyorlar. Vicdanlarda bir güç yok. Vicdanlarda disiplin sağlayacaksın, vicdanlarda otorite sağlayacaksın. Bu da imanla olur, din ile olur, inançla olur.

Onun için değerli mü’minler, biz Müslümanlar süper güç olmalıyız. Bunun için de gece demeden, gündüz demeden çalışmalıyız. Allah Teâlâ bizlere bu vazifeyi vermiş. Yeryüzünü adaletle yönetme vazifesini vermiş. Biz adil olmazsak, biz dinimizden uzak yaşarsak, biz dünyevîleşirsek, biz dînî hassasiyetlerimizi kaybedersek, toplumu nasıl yönetiriz? Toplumu nasıl adaletle idare ederiz? Kendi şaşı bakan insan, nasıl doğru tarif yapabilir? Kalbi eğilmiş insan nasıl doğru olanı hissedebilir? Önce biz şaşı bakışımızı düzeltmemiz lazım. Şaşı bakan şaşı görür; şaşı gören şaşı tarif eder, şaşı anlatır.

Rabb’imiz Teâlâ bizleri dinimizi en güzel bir şekilde öğrenerek, en güzel bir şekilde yaşayarak, tarihi çok iyi öğrenip, oradan ibretler alarak, bizden sonra gelecek nesillere güzel bir vatan bırakarak ve nesillerimizi en güzel bir şekilde yetiştirerek Rabb’ine kavuşan salihler zümresine ilhak eylesin. Bizi bize, bizi nefsimize bırakmasın. Rabb’im ahir ve akıbetimizi hayreylesin. Âmin.

Sıradaki sohbet Odası

  • dini sohbet konuları dini sohbet konuları dini sohbet konuları islami sohbet konulari dini sohbet sitesi içerikleri Dini sohbet,islami sohbet,dini sohbetler, dini sohbet odalari,islami chat siteleri dini konulari islamla alakalı hersey bizde
  • Chat Sitesi Chat Sitesi islami Chat Sitesi kalabalik Dini sohbet siteleri içerisinde islami sohbet muhabbet ederken, her chat sitesi isteklerimize cevap vermeyebilir, sizlere 7/27 anlık cevap alacağiniz her dakka isteklerinizin çalinacaği sohbet sitesindesiniz
  • sohbetler sohbetler Gönüllere Şifa islami sohbetler Mübarek Ramazan ayına sayılı günler kaldı. Rabbim hayırlı, bereketli ve mübarek eylesin
  • Şehir sohbet odaları Şehir sohbet odaları Şehir sohbet odaları sizler için il il dolaşarak hangi şehirden kimler ne şekılde sohbet etmek ister araştirdik,Gerçek şehir sohbet odaları. Hangi şehirde yaşıyorsan o şehirde olan kişilerle sohbet etme imkani sağladik haydi sohbete
  • En Keyifli Sohbet Odaları En Keyifli Sohbet Odaları En Keyifli Sohbet Odaları Parasız sohbet siteleri Evli sohbet Hoş sohbet Seviyeli sohbet Eski Chat Siteleri Türk Sohbet Kameralı sohbet odaları Arkadaşlık chat siteleri girişi en kolay mobil sohbet chat odaları. Üyeliksiz ve ücretsiz sohbetin keyfini çıkarabileceğiniz islami sohbetin tek adresi
  • Sohbet Sohbet Türkiye,nin en kaliteli Sohbet,Sohbet,e katılmak,ortamda sohbet,Chat Sohbet,Sohbet Odaları,Sohbet Siteleri,Mobil Sohbet,sohbetci ,canlı sohbet,Bizimmekan Sohbet,Sohbet etmek Ücretsiz Mi,Hoş Sohbet ,tr sohbet,mobil uyumlu sohbet sitesi olup siz değerli kullanıcılarına bedava chat sohbet odaları hizmeti vermektedir
  • Sohbet Chat Odaları Sohbet Chat Odaları Sohbet Chat Odaları Hiç bir yerde Bulamayacağiniz Arkadaşlık sohbet Odaları İnsanlarım hayatını kolaylaştırır Sohbet Eski Chat siteleri Sosyal sohbet siteleri Parasız sohbet siteleri Sohbet Net Kelebek sohbet Kameralı sohbet odaları İnternet hayatın her alanında tercih edilir
  • Maksat Sohbet Maksat Sohbet Adaam sormuşlar Maksadin ne demişki sakin Olun Maksat Sohbet,Maksat Sohbet odasi arıyorum demiş dedik tam Maksat Sohbet olsun diyenlerin olduğü yerdesin Koş gel sende Maksat Sohbet cilerin yanında Maksat Sohbet etmeye başlakı Maksadin belli oLsun
  • Radyoda Mircte Yayın Farkı Radyoda Mircte Yayın Farkı Müziğin en kalitelisi en yenisini mircte.org da dinleyebilirsiniz. Atalarımızın dediği gibi müzik ruhun gıdasıdır. Evet arkadaşlar bizlerde bundan yola çıkarak en güzel en yeni ve en kaliteli müzikleri mircte.org ,dinichat.net, dinisohbetodalari.com, nette sohbet, irc sohbet portalı, sohbetlim.net den dinleyebilirsiniz ve tabiki en güzel hoş sohbetler eşliğinde. Canlı yayınlar, dinleyen arkadaşların istekleri anında gerçekleştirip istediği kişilere hediye etmelerine imkan sağlamaktayız. Güler yüzlü sıcak kanlı dostlar arasında gönlünüzü yayınlar eşliğinde de ruhunuzu dinlendirin.
  • En çok Gevezelik edilen Sohbet Odaları En çok Gevezelik edilen Sohbet Odaları Geveze Sohbet Odaları En çok Gevezelik edilen Sohbet Odaları "Gevezelik edilen sohbet" ifadesini anladığım kadarıyla, fazla sözünü uzatıp konudan konuya atlayarak yapılan, genellikle yüzeysel ve anlamsız sohbetleri ifade ediyor olabilir. Ancak, bir sohbetin niteliği ve yönü kişisel tercihlere ve iletişim tarzına göre değişir